Aydınlık ve Karanlık: Gelecekte Dünyayı Neler Bekliyor?
Günümüzden belki 30 yıl önce birileri internet üzerinden alışveriş yapabileceğimizi, dünyanın bir ucundaki gelişmelerden anında haberdar olabileceğimizi söyleseydi oldukça şaşırırdık. Bunun ötesinde birbirimizle görüntülü konuşabileceğimizi, robotların temizlik yapabileceğini, saatimizin konuşabileceğini söyleseydi şüphesiz bunları duyan herkes çılgınlık olduğunu düşünürdü. Henüz internetin ortaya çıkmadığı dönemde yaşamış insanlar için günümüzde tanık olduğumuz teknolojik gelişmeler şaşırtıcı ve çılgınca görünebilirdi. İnternetin ve teknolojinin gelişmesiyle hayal edebileceğimizin ötesinde birçok teknolojik gelişmeye şahit olduk. Olmaya da devam ediyoruz.
SINIRLARI ZORLAYAN TEKNOLOJİLER Mİ?
Peki gelecek hakkında düşündüğünüzde size şu an çılgınca ve imkânsız görünen şeylerin gerçekleşme ihtimali var mıdır? Bilimkurgu eserleri üzerinden geleceğe baktığımızda herkesin gözünde benzer gelişimeler canlanır. Uçan arabalar, hap şeklinde yemekler, rüzgarla yarışan sürücüsüz araçlar.. Robotların günlük hayatın bir parçası olduğu, telefon bilgisayar gibi araçların farklı formatlarda karşımıza çıkması, gözlerimize taktığımız lensler ile iletişim kurabilmemiz. Aynı zamanda bambaşka dünyaları deneyimleyeceğimiz sanal evrenler.. Bunların ötesinde hala olmasına imkân vermediğimiz hiç yaşlanmamak, hiç hasta olmamak, ışınlanmak veya görünmez olmak gibi çılgınca gelişmelerin yaşanma ihtimali var mıdır?
Bilim ve teknoloji dünyasında her geçen gün sınırları zorlayan yeni çalışmalar yapılmaktadır. Yeryüzünü yeniden keşfetmekte, uzayın derinliklerinde yeni yıldızları, galaksileri ortaya çıkarmakta, hayatımızı kolaylaştıran birçok teknoloji üretmektedir. Bu gelişmeler bir şekilde bizleri şaşırtan yeni bir bilgi yeni bir teknoloji olarak karşımıza çıkar. Ve belki nihayetinde bir gün ışınlanmaya yakın hızda giden bir aracın içinde bulabiliriz kendimizi.
AÇLIK, SUSUZLUK VE KURAKLIK MI?
Ancak bir tarafta bilim ve teknoloji alanında çığır açan gelişmeler yaşanırken diğer tarafta kimsenin üstünde durmak istemediği tatsız bir konu vardır: Küresel iklim değişikliği. IPCC (Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli) raporlarına göre son 30 yılda küresel ölçekte önemli bir sıcaklık artışı yaşanmıştır. Bu nedenle Antarktika ve Grönland buz denizlerinde önemli kütle kayıpları meydana gelmektedir. Bu durum birçok tehlikeyi beraberinde getirir.
Mevsimlerin anlamını kaybetmesi, okyanusların asit sevileri giderek artması ve ekosistemin bozulmasına yol açar. Küresel iklim değişikliği dünyanın karanlık bir yere çekildiği birçok krize sebep olacak bir etkendir. İklim değişikliği etkileri dikkatimizi çekecek ölçüde kesin ve birdenbire olmaması inedeniyle insanlar bu konuya yeterince önem vermiyor. Ancak iklim değişikliği etkileri her geçen azar azar ilerlemeye devam etmekte ve dünyamızı daha karanlık bir yere çekmektedir.
Bu noktada cevap vermemiz gerek bir soru vardır; kuraklığın, açlığın, susuzluğun baş gösterdiği, tarım ve hayvancılığın yürütülemediği, yeşil alanların grileştiği, bulaşıcı hastalıkların arttığı bir dünyada ışınlanarak bir yere gitmenin veya hiç yaşlanmamanın bir önemi kalır mı?
Gelecekte bizleri neler bekliyor? Bilimkurgu filmlerinde gördüğümüz hayallerimizin ötesindeki teknolojiye ulaşabilecek miyiz? Yoksa düşünmek istemediğimiz küresel iklim krizi dünyayı bambaşka bir yere mi götürecek?